Panathinaikos, EuroLeague Final Four yarı final maçına çok iştahlı başladı. Temsilcimiz Fenerbahçe Beko hücum etmekte çok zorlandı ilk 4.5 dakika itibariyle… Buna karşın hem içeriden hem dışarıdan Nunn önderliğinde fark yaratan Yunan ekibi mücadeleye 10-0’lık seriyle start verdi. Basit top kayıplarının önünü alamayan temsilcimiz, 12-0’la kâbus yaşayıp molaya gitti.
PARKEDE FENERBAHÇE YOKMUŞ GİBİ…
Karşılaşma öncesi iki takım taraftarları arasında yaşanan negatif olaylar ve maç saati; mücadeleyi 20-25 dakika geciktirdi ve bu durum iki takımın da farklı bir frekans bandına geçmesine yol açmıştı. Ortaya başlangıç için daha güçlü bir enerji koyan Panathinaikos, sahada sanki rakip takımdan 5 kişi hiç yokmuş gibi bir öz güvenle oynuyordu. Jasikevicius dahi takımının, Panathinaikos’un agresif oyununa karşılık verememesi karşısında donup kaldı. Kanarya, ilk 5 dakikada hiç sayı üretemedi.
ATAMAN YANARDAĞ GİBİYDİ!
Ergin Ataman, parke kenarında takımının alamadığı her ribaund ve yaptığı negatif işler sonrası yanardağ gibi patlıyordu. Öylesine konsantrasyon yakalamıştı ki; buradan takımına yönlendirdiği aşırı yüksek motivasyon, geri tepmeye başladı.
Fenerbahçe Beko oyun temposunu istediği düzleme getirmeye çabalıyor, bolca top paylaşımı yapıyordu. Mücadelenin hemen başındaki 6.5 dakikalık bölümde Kanarya tam 5 basit top kaybı yapmıştı. Skor 3 dakika kala 14-6’ya gelmişti.
Pana’nın işleri sıkı tutmasına, Fenerbahçe’nin düşük dış atış yüzdesi eklenince ilk çeyreği Yunan ekibi 22-13 önde bitirdi.
PANA ZORLANMAYA BAŞLADI
Wilbekin hücumda maça ağırlık koyunca fark ikinci çeyrek başından itibaren erimeye başladı ve skor Pana lehine 24-18’e geldi. Fenerbahçe yüksek hücum çeşitliliğini, bulduğu isabetlerle harmanlayınca rakip zorlanmaya başladı.
Ancak deneyimli kadrosuyla hatta kalmayı bilen Panathinaikos, soyunma odasına gidilmesine 4 dakika varken 32-23 öndeydi. Jasikevicius’un öğrencileri, kazanılan Monaco maçlarında olduğu gibi Yunan temsilcisini de kendi hâline bırakıp gözlemliyor gibiydi. Burada net şekilde ortada olan ise; farkın haddinden fazla yükselmesine izin verilmemesi gerektiğiydi.
HAYES KENDİNİ HATIRLAYINCA
İlk yarının bitmesine doğru Nigel Hayes Davis kendini hatırladı. Farkı 5 sayıya kadar indiren Kanarya, skorun 34-29 olmasını sağladı. Hücum denemelerinde ribaund kovalayıp alan ve Fenerbahçe’nin savunma kalkanlarını delen Pana, Lessort ile boyalı alanda -hem hücum hem de savunmada- fark yaratmayı bildi bu anlarda… Fast break’ler sayesinde rakibini baskı altına alan Fenerbahçe Beko, kovalayışını 36-31’e dek sürdürdü.
Zorlu hücum tercihlerine yönelmek zorunda kalan Ataman’ın ekibi; Kanarya’nın nefesini ensesinde hissediyordu.
OYUNA AĞIRLIĞINI CİDDİ KOYDU
Maçtan önce ribaundlarda ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini yazmıştım. Bu alanda yapılan kayıplar Pana’yı oyunda tutsa da; Hayes Davis’in üstün performansıyla temsilcimiz farkı sadece 2’ye indirerek soyunma odasına gidebildi: 38-36.
Üçüncü çeyrek fırtına gibi start aldı âdeta… Fenerbahçe üçlüklerle maça tutundu Pana karşısında… Bitime 7:37 kala Calathes’ten gelen üçlük sonrası sarı lacivertliler farkı iyice azalttı. Pana 47-43 önde olsa da temsilcimiz her an fark yaratabilecek potansiyele sahipti.
ATAMAN’IN EN KRİTİK ZAMAN DİLİMİ…
Ergin Ataman takımlarının ezelden beri en kritik zaman olarak -iyi yönden de kötü yönden de- oynadığı üçüncü çeyreklerden birinde; her şeyin nasıl bir yol izleyeceğini merak ediyordum. Pana’nın üçüncü periyot performansı son çeyrek öncesi çok büyük ve güçlü bir alan da açabilirdi; tam tersine motivasyon olarak düşüp direksiyonuna Fenerbahçe Beko’ya teslim etmesine de…
Çeyrek son 6 dakikaya 48-45 Yunan ekibi önde adım attı. Fenerbahçe çeyrek ortasında savunmayı sertleştirip, Pana’ya ufak tuzaklar kurup, bir de üzerine bunlarda başarılı olmaya yöneldi. Buna rağmen iki takım da hücumda kısır kaldı.
DORSEY VE SLOUKAS RESTLEŞMESİ!
Momentumu arkasına alan temsilcimiz son çeyreğe 3 dakika kala farkı 51-50 ile sadece 1’e indirdi. Panathinaikos panikleyince ve Calathes ivme kazanında Berlin’deki salonda Fenerbahçeli taraftarlar büyük coşku yaşıyordu.
Sloukas, Pana adına oyuna ağırlığını koymaya çabalasa da Dorsey onu öyle bir savundu ki; çeyrek bitimine doğru bu patlama yaşanamadı.
Net isabetler bulan Panathinaikos’a Fenerbahçe ceza şutlarını kesemedi. Temsilcimiz her şeyi belirleyecek olan son 10 dakikaya 56-50 mağlup şekilde dahil oldu.
ŞUTLAR ÇEMBERİN İÇİNDEN ÇIKTI
Jasikevicius’un öğrencilerine oranla çok daha istekli gözüken Yunan ekibi, 60-50 üstünlüğü kurmakta gecikmedi son çeyrekte… Bir türlü ceza şutlarını kesemeyen, attığı şutlar çemberin içinden çıkan Fenerbahçe mücadelenin son anlarına zihinsel açıdan çok güçsüz girdi.
Maçın bitimine 4.5 dakika varken fark Pana lehine 12’ydi. Aslında Jasikevicius’un da kariyeri boyunca çoğu maçta asıl kozları ve ‘hediyelerini’ sakladığı dakikalara girmiştik…
KISA 5’TE KALMAK ÇOK ZORLADI
Maçın bu kadar kritik ve zorlama bir alana girmesinin temel sebebi; Fenerbahçe’nin Motley, Sertaç ve Papagiannis’ten beklediği verimi hiçbir şekilde alamamasıydı. Son çeyrek başından itibaren kısa 5’e dönen Jasikevicius’un takımı öylesine yorulmuştu ki; attıkları şutların enerjisinden ne kadar zorlandıkları ortadaydı.
Yarı finalde 3 dakikalık süre varken her şey Pana lehineydi. Yunan ekibi 67-55 üstündü. Seyircisiyle olan uyumu ve enerji paylaşımı çok güçlü olan Pana, çok kötü hücum eden Fenerbahçe Beko’yu devirip finale yükselmeyi başardı: 73-57.