Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar bugünkü yazısında yaklaşan yerel seçimlerle ilgili CHP’ye bir öneride bulundu.
Daha önce 25. Dönem CHP Bursa Milletvekilliği yapan Dr. Ceyhun İrgil’in çalışkanlığı ve dürüstlüğünü ön plana çıkaran Dündar, “yazacağım ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sesleneceğim” dedi.
Uğur Dündar’ın yazısının tamamı şöyle:
“Her zaman olduğu gibi şu günlerde de yoğun bir çalışma temposu içinde.
Bir yandan yeryüzü cenneti Fethiye’de Edebiyat Evi ve Kitap Müzesi’ni hazırlıyor, diğer yandan Bursa’da, kurucusu olduğu Sağlık Tarihi Müzesi’ne, son şeklini veriyor.
Bursa Sağlık Tarihi Müzesi daha önce de vardı. Hatta saygın ödüllere değer bulunmuştu. Ancak Büyükşehir Belediyesi’ne ait bina, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Mütevvelli Heyet üyesi olduğu Okçuluk Vakfı’na devredilince, Nilüfer Belediyesi ile iş birliği yaparak yeni yerine taşıdı.
Müze, çok kısa süre içinde eskisine oranla daha görkemli bir görünümle ziyarete açılacak.
Bana dünyaya insanlığa hizmet için gelmiş birini göster deseler, hemen onu işaret ederim.
Bir örnekle anlatayım:
Kahramanmaraş merkezli büyük depremin 4. gününde, dayanılmaz acılara yüreklerimiz yanarak tanıklık ediyorduk.
Dayanamıyorduk, çünkü iş makineleri dev kepçelerini enkaza saplıyor, toz duman arasında, molozlarla birlikte kurbanların cesetlerini de çıkarıyorlardı.
Oracıkta torbalara konulan her cenazenin bulunuluşunda, günlerdir uyumadan, sadece yaktıkları ateşlerde ısınarak son bir umutla bekleşen kalabalıktan çığlıklar yükseliyor, yakınlarını kaybedenlerin feryatları dinmek bilmiyordu.
Güneşin devrilip ayazın kol gezmeye başladığı saatlerde onu gördüm.
Sakalları uzamıştı, yorgundu.
Meğer bir kamyon dolusu erzak ve ilaç getirmiş.
Neler getirdiğini sorduğumda sıkılıyor, mahcubiyetini gizlemeye çalışarak başka şeyler anlatıyordu…
Yardım malzemelerini kimselere göstermeden dağıttı ve geldiği gibi sessizce gitti.
Sonradan öğrendim ki oradan Hatay-Arsuz’a geçmiş…
İYİ Parti’nin önde gelen başarılı isimlerinden Dr. Turhan Çömez’in kurduğu sahra hastanesinde üç hafta boyunca gönüllü genel cerrah olarak çalışmış.
Kendisiyle birlikte halk sağlığı uzmanı olan eşi de oradaymış.
Yaşamlarını insanı yaşatmaya adayan bu değerli ailenin yetişkin kızları da yurt dışındaki görevini bırakarak Antakya’ya koşmuş. O da İspanyolların kurduğu sahra hastanesinde tercümanlık yapmış.
Birlikte çalıştığı bir hekim arkadaşı anlattı.
Depremde tanıdıkları bir çocuk doktoru, iki evladıyla birlikte enkaz altında kalmış. Doktorun kolu sıkışmış çekemiyormuş. Çocuklar da “Baba kurtar bizi!” diye yalvarıyorlarmış. Doktor bakmış kurtaramayacak, orada bulduğu enkaz parçalarıyla kolunu kesmeğe uğraşmış ama başaramamış. Çocukları da arama kurtarma ekiplerinin gecikmesi nedeniyle gözünün önünde hayatlarını kaybetmiş.
Enkaz altından çıkarıldığında doktorun ilk sözü şu olmuş:
“Bu kolumu kesip alın. Onu kullanamadığım için çocuklarımı kurtaramadım. Artık bundan sonra kolum olsa neye yarar!..”
Bir başkası ise deprem anında iki çocuğunu kucaklayarak kaçmaya çalışırken ev üzerlerine yıkılmış. Ama o, canının parçası yavrularını kucağından bırakmamış. Neden sonra çıkarıldıklarında baba yaşıyormuş ama çocuklar için çok geçmiş.
Bu öyküleri anlatmaya devam edersem yazıyı bitiremeyeceğim…
Sözünü ettiğim iyilik meleğinin adı Dr. Ceyhun İrgil.
25. dönemde CHP’den Bursa milletvekilliği yaptı. Devam etmesi için başlatılan kampanyalara rağmen “Ben halkımdan bir dönem için oy istedim. Devam edersem sözümü tutmamış olurum” dedi.
Öylesine seviliyor ki, istese ömür boyu vekil seçilebilirdi.
Abartısız söylüyorum; hayatımda bu denli tevazu sahibi ve dürüst başka birine rastlamadım. Bunları yazdığımı bilse, inanın bana kırılır.
Ama yazacağım ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sesleneceğim:
“Böylesine çalışkan, yaratıcı, gönlü zengin, paraya değer vermeyen ve sevilen bir CHP’li mutlaka bu seçimlerde tanındığı bir il veya ilçede belediye başkan adayı olmalı. Kendisi asla adaylık başvurusu yapmaz. Ancak CHP Genel Başkanı arar ve adaylığının kaçınılmaz bir ülke görevi olduğunu söylerse, vatanına ve toplumuna olan hizmet aşkı nedeniyle kabul edebilir.
Böylece o yörenin insanları da kuşaklar boyu anlatacakları “efsane” bir belediye başkanına kavuşmuş olurlar.”